Başarı HikayeleriGenelSağlık

4 AYDA 25 KİLO VERMEK

5
(1)

Başlığa fazla kilolarından bıkmış, sağlıksız ve özgüvenini kaybetmiş birinden bodyciye dönüşme süreci de diyebiliriz. ‘Bu kadar kilo alana kadar neredeydin?’ kısmından başlayalım.

Evet arkadaşlar tamı tamına 102 kiloydu bu bey. Her şey çocukluğumda kalbimin delik olması sebebiyle tedavi sırasında kilo almam gerekmesi ile başladı. Evde sevdiğim yemeklere daha ağırlık verilmeye ve sürekli hadi oğlum az daha ye sesleri yükselmeye başladı. Yılları alan bu hastalık ve tedavi sürecim bittiğinde ise ben bu rahatlığa çoktan alışmıştım. Doymak bilmeyen ve bilgisayar karşısında günleri geçen o hareketsiz çocuktum ben de artık. Tabi çocukken obezitenin zararları falan kimin umurunda? Yatağın kenarından eksik olmayan cipsler, şekerler, çikolatalar, gazlı içecekler… Düşündükçe kafayı yedirtiyor. Ha bu süreç az uz da sürmedi.

Liseye başladığımda fiziksel görünümden dolayı elbette ki bir özgüvensizlik oluşmaya başladı. İstediğim kıyafetlerin olmaması, olanların ise yakışmaması da 102 kilonun cabasıydı. Düşünün kendinize birçok yönden hayranken kilolar yüzünden aynaya bakmak istemez olmuşsunuz:D İki adım atıp nefes nefese kalma, aşırı terleme gibi sayısız problemleri sıralamayayım bile, şimdi bitmez. Sonra bir gün dur demenin vaktinin çoktan gelip geçmekte olduğunun farkına varınca öncelikle spora yazılmaya karar vermemle kilo verme sürecim başladı. Çevremdeki spora bir hafta gider bırakırsın, sen diyet yapamazsın lafları beni nasıl gaza getirmişti anlatamam. Yani sırf onlar bu söyledikleri için pişman olsunlar, vay be desinler diye bile kilo vermek tam bana göre bir hareketti zaten:D Neyse gelelim ilk spor günlerime.

4 ayda 25 kilo nasıl verilir?

Spora Yeni Başlarken Yaptığım Hatalar

Hatalar başlığı altında ilerleyeyim ki benim başlangıçta yaptıklarımı siz yapmayın. Spor salonuna adım attığım ilk gün o kaslı kişileri görünce aklımdan geçen ilk cümleyi olduğu gibi sizlere aktarmakla başlayayım: “Bu insanlar başardıysa senin neyin eksik oğlum?” Bu gazla elime 30 kg dambılı alınca ufak bir hüsrana uğradım tabi. Pardon alamayınca desem daha doğru olur. Başta salondaki yıllarını spora vermiş insanların kaldırdıkları ağırlıkları görünce sizin ilk gününüz olduğu gibi detaylar aklınızdan uçuyor.

Neyse neyse sonrasında spor hocam tüm vücudu kapsayan bir antrenman programı yazdı. 15 dakika koşu bandında ısınma ile başlayıp birçok aleti kapsayan bu programa ben uymadım arkadaşlar. Ortalama 15 dakika olması gereken koşu bandındaki süreyi ben 40 dakika olarak değiştirmiştim maalesef. Ayrıca vücuduma ihtiyacı olan kalorinin neredeyse yarısını bile vermiyordum. Evet deli gibi kilo veriyordum. İlk ayın sonunda 8 kilo gitmişti. Bunu görüp iyice gaza geldim gelmesine ama farkında değildim sadece yağ değil de kasımı da kaybettiğimin. Başta cahildim ben ettim siz etmeyin diyelim arkadaşlar. Niye böyle dediğimi gelin biraz açalım.

Hızlı Kilo Vermemin Bana Zararları Nelerdi?

Uzun süre çok düşük kalorili diyete maruz kalan vücut, hele ki spor da yapıyorsanız kas kaybetmeye başlar. Başta kiloluyken pek umurunuzda olmayabilir bu dediğim. Aman kilo vereyim de sonra kas yaparım gibi saçma bir düşünce geçiyorsa aklınızdan hemen yok edin. Benim ilk 3 ayım böyle geçti. Dile kolay tam 20 kilo verdim. Sonrasında ne mi oldu. Aynaya bakıp “zayıfladım, istediğim vücuda sahip oluyorum” demek yerine “noluyor ya?” dedim. Kaybettiğim yağların yanında kaslarımı da kaybettiğim için gevşek bir deri, sarkmış bir vücut kalmıştı ortada. İşte asıl o gün başladı benim serüvenim.

kilo verirken ki hatalar. Vücut sarkması

Sürekli araştırdım, antrenman programımı öğrendiklerimle kendim yazdım, beslenmeme kendim yön verip diyet listemi oluşturdum. Sizlere bu liste ve programlarıma dair de bilgiler vereceğim, sonraki yazılarımda da ayrıntılı olarak sizlerle hepsini paylaşacağım.

Artık kardiyoya değil de vücudumu toparlamak adına ağırlık antrenmanlarına yoğunlaşmıştım. Kol, bacak, sırt, göğüs, karın.. Başta tüm vücut ilerledim antrenmanlarda. Spor salonunda yaklaşık 1.5 saatim gidiyordu. Haftanın 4 günü antrenman yapıyordum. Pazartesi, salı, perşembe ve cuma. Çarşamba ve hafta sonu dinlenme günümdü. Bu dinlenme günlerine ve ödül öğünlerine önem vermelisiniz arkadaşlar. Ödül öğünü dediğimi ben pazar günü sabah kahvaltısında patates kızartmasına abanarak yapıyordum. ‘Ödül öğünü de ne?  Patates kızartması ne alâka?’ diyenler olabilir aramızda. Gelin off, cheat meal gibi adlarla da anılan ödül öğünü ne demek, nasıl olmalı? bakalım.

Cheat Meal (Diyette Kaçamak)

Buna temel olarak kısıtlı beslenilen süreçte kısa bir süre için besin alımını arttırıp kendimizi ödüllendirme diyebiliriz. Bence diyette şart olan bu kaçamağın getirisi çok. Faydalarını genel olarak sıralarsak;

-metabolizma hızını arttırmak,

-leptin seviyelerini geri yükleme,

-psikolojik açıdan daha iyi hissetme,

-açlığı azaltmak diyebiliriz.

Normalde diyetinizi bozacak ama çok sevdiğiniz yiyeceği bu muhteşem güne koymak size gaz verecektir. Yani o yiyeceği hayatınızdan çıkarmadığınızı vücudunuza hatırlatıp psikolojik açıdan da iyi hâle geleceksiniz. Çünkü sürekli diyetle hayat sürmez arkadaşlar. Bu kaçamakları yapmazsanız sıkılırsınız muhtemelen ve diyetinize son verip kafanızı yemeğe gömersiniz. Ayrıca vücudu arada şaşırtmalısınız ki yolladıklarınızı depolamasın, bana zaten besin geliyor fazlasıyla desin.

Bu kaçamak için en doğru zamansa bence tatil gününüz. Ailenizle ya da arkadaşlarınızla geçireceğiniz bir güne bu öğünü saklamak size o an daha iyi hissettirebilir. Doğru aralığıysa yine kendiniz belirleyebilirsiniz en ideali 2 haftada bir yapılmasıdır.

fitness, kilo verme süreci

25 Kilo Verirken Nasıl Bir Diyet Uyguladım?

Başlarda bilinçsizce ilerlediğim ve kısa sürede kilo vereyime kendimi şartladığım için yapılmaması gereken bir diyet sürecim oldu. Sabah kahvaltılarında sadece kahve ya da yulaf lapası, öğlenleri proteince yüksek mide kazıntımı alacak kadar yemek, akşamları ise yine aynı şekilde karbonhidrattan, tuzdan tamamen uzak tatsız tuzsuz yemeklerle ilerledim. 102 kilo, yemek yemeye bayılan birisi için tabi hayattan nefret etme sebebi olan bu kendimce diyet listem yaklaşık 2 ay devam etti. Sonrasında araştırıp doğruları öğrendikçe aldığım kalori miktarının yeterli olmasına ve her türden besini dengeli, düzenli bir şekilde almaya başladım. Bana bunun ilk getirisi spor salonundaki muhteşem enerji oldu. Salonda enerji demişken size salonda tükenmeyen enerji sağlayacak bir tarif vereyim durun.

diyet programı

Spor Salonunda Enerjiniz Tükenmesin!

Başta duyunca ıyy demeden yapıp için de salon çıkışı konuşalım sizlerle.

İki yüz mililitre falan saf elma suyunun içine 1 tatlı kaşığı nescafe atıp karıştırın. Spora gitmeden önce içerseniz iki kat enerjiniz olduğunu hissedeceksinizdir siz de arkadaşlar.

Sonuca gelelim. 4 ayın sonuna geldiğimde baştaki hatalarım yüzünden sarkmış ama artık yavaştan toparlanmaya başlamış bir vücuda sahiptim. İstediğim kiloya ulaşıp yapamazsın diyenlerin “nasıl kilo verdin?” sorularına da cevap verir hâle geldim. En güzeli de ne biliyor musunuz? Spora aşık biri olmuştum. Başlarda spor salonuna giderken geri geri giden ayaklarım o süreçten beri spor salonundan çıkmak istemiyor.

Bu sürecin ardından sporla geçen 3. yılımdayım. 102 kilo biriyken şu anda şekilli, kaslı bir vücuda sahip olan biri hâline gelmenin gururu içerisindeyim. Zaten sizde spora başlayıp düzenli gittiğinizde özellikle erkekler için omuz, göğüs ve kollardaki büyüme sizi gaza getirecek ve sporu yaşam biçiminiz hâline getireceksinizdir. Ben de sizlere yardımcı olabilmek adına ilerideki yazılarımda antrenman programımdan, nelere dikkat ettiğimden, pandemide kapanma süreçlerinde kaslarımdaki küçülme süreçlerinin ardından nasıl hızla toparlandığımdan, supplementlerden ve özelliklerinden bol bol bahsedeceğim.

Bu gönderi ne kadar yararlı oldu?

Derecelendirmek için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama puanı 5 / 5. Oy sayısı: 1

Şimdiye kadar oy yok! Bu gönderiyi ilk değerlendiren siz olun.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu